Aslında ODTÜ ye gidip tenis öğrenen çocukları izleme planım vardı. Bu planı başka bir hafta sonuna artık.
Cuma'dan 4 poşet en ucuz makarnalardan almıştım. bir de annemden toz gıda boyası buldum 3 renk...
Makarnaları bir poşete koyup üzerine toz gıda boyası ekledik ve su ilave edip biraz bekledik.
renkler harika görünüyor...
Rulo resim kağıdımızı yere serip makarnaları renkli sulara elimizi sokup süzülmesi için kağıda koyarken aynı zamanda "makarna boyaması" da yapmış olduk...
müthiş bir çalışma oldu ama o kadar fazla etkinlik doğurdu ki her birine yeterli zaman ayıramadım: makarnaları hazırlayıp bu işi bitirmeye odaklanmıştım...
müthiş bir çalışma oldu ama o kadar fazla etkinlik doğurdu ki her birine yeterli zaman ayıramadım: makarnaları hazırlayıp bu işi bitirmeye odaklanmıştım...
parmak boyası etkinliğini nasıl yapıldığını da bulamamıştım.
makarna etkinliği onun nasıl yapıldığına dair ip uçları da içeriyor. artık daha yaratıcı el izi çıkarabiliriz.
bir makarna boyamadan ne çok oyun çıkıyor :) sabah başladığımız makarna boyama işini saat 17 gibi ancak bitirdik, tabi ece nin öğle uykusu da akşma kaymış oldu :(
en çok ben oynadım :) ece elini pisletmeye hevesli değildi, her zamanki gibi titiz ve temkinli.
bu arada boyanın pek kolay çıkmadığını belirtmek gerek... boyadan sonra bir temizlenme ünitesi yapmak gerekti. bir kovaya su ve biraz Ece'nin şampuanından diğer kovaya sadece su ve biraz da kolonya koydum ...
suya batırdığmız elinin izini çıkardı: "bak anne sobe yaptım", sonra ayağının zini çıkardığnı farketti ve önce suya sonra yerlere çıplak ayakla basarken çook eğlendik..
bu arada Zico da renkli poposu, herşeye soktuğu burnu ve patisiyle bütün bahçeyi imzaladı.
ellerimiz kollarımız, bacak ve dizlermiz renklendi... Ece akşama ancak temizlendi.
bir de migrostan karton mağaza almıştım (yukarıda arkada). ona bu ecenin restorantı, ne satacaksın burada? - makarna, ?- Kahve satıcam anne..
önce açtığım paketle oynadı...
sonra makarnaları boyayınca, sen uyu uyan, bu makarnalar kurur, onları restoranında satarsın dedim. hemen çığlıklar attı, yaşasın, yaşasın...yani Ece restoranında makarnaları satma fikrine bayıldı. ama uyuma fikri pek de oşuna gitmedi. ve makarnalarından ayrılma fikrinden hiç mi hiç hoşlanmadı...
- anne bak makarnalarım, ne güzel... anne renklere bak!
neyse ki aldığım çiçeklerin sepetini atmamışım, makarnaları onda kuruttuk....
Ece kendisi buluyor oyununu. o beni yönlendiriyor. terlikleri çıkarıp çıplak ayak bastık taşlara ve "sobe" !
Ecenin buluşu: bir dahaki sefere bomba yapıcaz...
böylece renkli ayak izlerini yıkamak zorunda kalmadım. ayak izleri. kuruyup yok oluyor....
ve uyku babanın kucağında uyumamaya çalışırken eceyi yakaladı. elinde bir bardak ve bir de paketli ayrılamadığı makarnayla. uyanır uyanmaz makarnaları sordu....
makarnalardan ayrılmak mümkün olmadı...
sanırım uzun zaman makarnalarla oynayacağız...
evde mutfak aletlerini en çok Ece kullanıyor :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder